Bir Kuzey Macerası

Jack London’ın Bir Kuzeyin Macerası orijinal adıyla “An Odyssey of the North” kitabı sürükleyici bir başlangıca sahip değildir. Jack London okuyanlarınız bilir, kış ve kar teması betimlemeleri ile bize bu mevsimin soğukluğunu hissettiren Jack London kitabın ilk 15 sayfasında bizleri olayı anlamaya zorluyor. 51 sayfalık bu kitabın kalan 36 sayfalık kısmı ise akıp gidiyor. Kitabı okumaya karar verirseniz kesinlikle bir şans tanıyın derim.

Gelelim kitabın konusuna. İlk 15 sayfada, altın madeni arayan Maden Mühendisi Malemute Kid ve Prince’ın sohbetlerine ortak oluyoruz. Karakterlerimiz, altın işlerini ve bulundukları ortamı konuşarak vakit geçiriyorlar. Bu sayfalardan sahnelerin ve karakterlerin hızlı değişmelerine şahitlik ediyoruz. Yine değişen bir sahnede Malemute Kid ve Prince gazeten buldukların satranç problemi ile uğraşırken birden bulundukları yere ansızın biri giriyor. Kalan sayfalarda ortama giren bu kişinin hayatını, yaşama şeklini doğumundan Malemute Kid ve Prince’ın önüne kadar nasıl geldiğini okuyacaksınız. Naass karakterinin neden buraya geldiğini çok akıcı bir dille öğreniyoruz. Jack London’ın kaleminden okumadan önce Naass hakkında bir iki cümle de ben yazayım. Atalarından gelen bir geleneği, kavgayı neden sürdürmeli diye düşünmesiyle nesillerdir süre gelen kavgayı durdurmayı hedeflemiştir. Ölmüşlerin kavgasını neden yeni doğacaklar sürdürsün ki?