Psikanalize Giriş: Rüya

“𝐊𝐢𝐬𝐢 𝐫𝐮𝐲𝐚𝐬𝐢𝐧𝐢 𝐚𝐧𝐥𝐚𝐭𝐭𝐢𝐠𝐢𝐧𝐝𝐚, 𝐚𝐤𝐭𝐚𝐫𝐝𝐢𝐤𝐥𝐚𝐫𝐢𝐧𝐢𝐧 𝐝𝐨𝐠𝐫𝐮𝐥𝐮𝐠𝐮𝐧𝐮 𝐤𝐢𝐦 𝐛𝐢𝐳𝐞 𝐠𝐚𝐫𝐚𝐧𝐭𝐢 𝐞𝐝𝐞𝐛𝐢𝐥𝐢𝐲𝐨𝐫 𝐤𝐢, 𝐚𝐧𝐥𝐚𝐭𝐢𝐫𝐤𝐞𝐧 𝐫𝐮𝐲𝐚𝐬𝐢𝐧𝐢 𝐝𝐞𝐠𝐢𝐬𝐭𝐢𝐫𝐦𝐞𝐝𝐢𝐠𝐢𝐧𝐢, 𝐚𝐧𝐢𝐦𝐬𝐚𝐦𝐚𝐝ı𝐠𝐢 𝐤𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐚𝐫 𝐲𝐞𝐫𝐢𝐧𝐞 𝐡𝐚𝐲𝐚𝐥𝐢 𝐚𝐲𝐫𝐢𝐧𝐭𝐢𝐥𝐚𝐫 𝐞𝐤𝐥𝐞𝐦𝐞𝐝𝐢𝐠𝐢𝐧𝐢 𝐛𝐢𝐳𝐞 𝐤𝐢𝐦 𝐬𝐨𝐲𝐥𝐞𝐲𝐞𝐛𝐢𝐥𝐢𝐫?” der. Bu cümlede Freud, her ne kadar da rüyaların doğruluğundan şüphe ediyormuş gibi gözükse de rüyaları insanların psikolojilerini analiz etmekte kullanmanın kesinlikle doğru olacağını dile getiriyor. Çoğu insan gördüğü rüyanın bir kısmını unutur hatta rüyasını anlatırken bu boşlukları bazen farklı şekilde doldurur. İşte tam da bu noktada Freud, rüyayı anlatan kişinin bu boşlukları nasıl doldurduğuna, hangi kelimeleri veya eylemleri seçtiğine, nasıl bir ruh halinde olduğuna, uyku sırasında maruz kaldığı iç ve dış etkilere bakarak psikolojik analiz yapar. Hatta bazı hastalarının da kendi hastalıklarını gizlemek için rüyalardan yardım aldığını söyler.

Bizler de günlük hayatımız da birçok rüya görüyor ve uyandıktan sonra etkisinden çıkamıyoruz. Kitaptaki örneklerden veya günlük yaşantımızdaki tecrübelerimizden de öğrendiğimiz üzere rüyalardaki küçük işaretler aslında yaşantımızda büyük yere sahip olan şeylerdir. Geçmişte yaşamış topluluklara baktığımız da rüyaya ve anlamlarına çok fazlasıyla önem verilmişti. Çoğu yöneticinin, kralın, imparatorun savaşa çıkarken bile rüya yorumcularını yanında götürdüğü bilinmektedir.