Uzaktan Kumandalı Kız

Bilim kurgu edebiyatı, sadece geleceği değil, insanlığın derinliklerine inmeyi ve toplumsal yapıları sorgulamayı amaçlar. Bu bağlamda, James Tiptree Jr.’ın “Uzaktan Kumandalı Kız” adlı eseri, bir distopya içinde önemli bir iz bırakmıştır.

“Uzaktan Kumandalı Kız,” kapitalizmin hüküm sürdüğü bir distopyada geçen bir hikayedir. Reklamsız bir toplum ve insanların manipülasyonu temelinde inşa edilen bu evrende, ana karakterimiz P. Burke’in yaşam mücadelesi, okuyuculara derin bir düşündürme sunar. Görünüşünden dolayı dışlanan bir genç kız olarak tanıtılan P. Burke, zamanla güçlü bir figür haline gelir ve kendi varoluşunun anlamını sorgular.

Tiptree’ın kalemi altında, cinsiyet rolleri ve kimliklerin sınırları sorgulanır. Özellikle de Ursula K. Le Guin’in önsözünde belirttiği gibi, Tiptree’ın eserleri, yazıda ve üslupta “erkek” ve “kadın” arasındaki sınırları siler. Bu, yazarın gerçek kimliği olan Alice Bradley Sheldon’ın da cinsiyet algısını sorguladığı bir dönemin ürünüdür.