Akdeniz

Kitabımızın kahramanı Adrien’da, çocukluğundan beri Mısır’a gitme hayali kurar. Çocukluğundan beri firavunları, piramitleri, mabetleri ve daha birçok şeyi öğrenmek için çabalar. Gezme hayalini çeşitli hayallerle süsler. Hayalini o kadar güçlendirir ki Akdeniz’in üstünde kırlangüıç olmadığı için üzülür. Romanya’nın İbrail adındaki liman kentinde yaşayan Adrien, böylesine güçlü bir hayali gerçekleştirmek için ilk adımı atar. Akdeniz’in sularına doğru Köstence’den İskenderiye’ye giden gemiye binen Adrien, bu gemide karşılaştığı Musa isimli adamın hayatına dahil olur. Planladığı yolculuk, Musa ile karşılaşması sonucunda bambaşka bir maceraya dönüşür. Akdeniz’de geçen sade, akıcı ve düz bir dille yazılmış bu kitap hayattın hayallerdeki gibi olmayacağının kanıtı olarak görülebilir.

Balkanların Maksim Gorki’si olarak bilinen Panait Istrati’nin kaleme aldığı Akdeniz kitabı, yazardan birçok parça barındırır. Olayların kendi hayatında gezip gördüğü yerlerde geçmesi, bazı olayların aynısını kendi hayatında yaşanmış olması veya başkahramanın kendisi gibi Romanya’nın İbrail şehrinde yaşaması bunlara örnek verilebilir. 1906 yılında geçen bu roman anlaşılacağı üzere Osmanlı İmparatorluğu yıllarına denk gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu ve Akdeniz söz konusu olduğu için olayların geçtiği çoğu mekan Osmanlı’ya bağlı Ortadoğu vilayetlerindendir. Akdeniz kitabını Türkçeye ilk kez Yaşar Nabi Nayır çevirmiştir.