Bir Kadının Yaşamından 24 Saat

Pansiyondaki insanların söylediği ağır sözler karşısında sessiz kalamayan romanımızın anlatıcısı, şiddetle Madam Henritt’i savunur. Anlatıcının diğerlerinden farklı düşündüğünü gören ana karakterimiz Mrs. C., kendini anlatıcıya yakın hisseder. Hissettiği bu yakınlık sayesinde bu yaşına kadar kimseye anlatamadığı, içinde sakladığı, uzun yıllar önce yaşamış olduğu bir 24 saati tüm çıplaklığıyla anlatıcıyla paylaşmak istediğini söyler.

Ruhundaki derinlikleri açmak isteyen ana karakterimiz Mrs. C., iki erkek çocuğu annesidir fakat çocuklarının artık ona ihtiyacı kalmamıştır. Eşinin ölümünden sonra onun anılarıyla yaşamaya devam eder. Monte Carlo’da daha önce eşiyle gittiği bir kumarhanede görüp hoşlandığı bir adamla geçirdiği 24 saati, yaşadığı duygu yoğunluklarını, neler yaptığını ya da yapmak istediği her şeyi kendine yakın hissettiği anlatıcıya anlatır.

Mrs. C.’nin anlattığı bu 24 saat, güzel betimlemeler ve sade bir dil ile okuyucuyla buluşur. Stefan Zweig’in gözler önüne serdiği bu kısa roman, okuyucuda merak uyandıran, ince ince düşündüren, bazen de “ne kadar da hayatın içinden” dediğimiz olaylarla bizi karşı karşıya bırakır.